Çevikleşelim !

Çevikleşelim !

Günümüzde hayat çok dinamik bir hal aldı, dolayısıyla yönettiğimiz projelerin bu hıza ayak uydurabilmesi de önemlidir. Proje yönetiminde klasik yöntem olan waterfall yöntemi çoğu durumda bu hıza ayak uydurmamızı yavaşlatmakta ve proje sonuçlarını elde etmemizde gecikmelere sebep olabilmektedir.

Çevik proje yönetimi bu sebepten ötürü en güncel proje yönetimi konularının başına yükselmiştir ve haksız da değildir. Sadece proje yönetimi metodolojisi, çerçevesi, kapsamı değil proje paydaşlarının da çevik olması gerekliliğini gündeme getirmiştir. Peki, nedir bu çeviklik meselesi? Çevikleşmek şart mıdır? Haydi, çevikleşelim dediğimiz zaman hemen olabilir mi? gibi bir sürü soru aklımıza hemen gelmektedir.

Çevik proje yönetiminde günümüzde birçok çerçeve kullanılmaktadır, bunların en popüleri Scrum olmak üzere ardından Lean, Kanban, Extreme Programming v.b. gelmektedir. Bu yazımızda bunların ayrıntılarına girmeden genel hatlarıyla çevik proje yönetiminin gerekliliklerini dile getireceğim.

Waterfall proje yönetiminde detaylı planlama yapıldığını hepimiz biliyoruz, çevik proje yönetiminde planlama yine yapılırken proje paydaşlarının karşılıklı iletişimini daha üst seviyede tutarak daha hızlı ve daha anlaşılır bir yapı hedeflenmektedir. Dolayısıyla, planlama yapılmakta ancak planlamaya ayrılan süre ve emek dokümanın sayfa adedinden çok, sadeliğinin ve anlaşılırlığının üst seviyeye çıkarılmasıdır. Burada iş analistlerinin daha çevik düşünmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Şeffaflık ilkesi temel alınarak proje gidişatının ilgili tüm paydaşlar tarafından izlenebilir olması, gerektiği durumlarda müdahale edilebilmesi ve sonuçlardan tüm takımın sorumlu olması gibi durumlar buna güzel örneklerdir. Kapsamın veya ürün listesinin sürekli gelişebilir nitelikte olması, değişiklik yönetiminin daha efektif yapılması, her sabah günlük toplantıların yapılması, proje takımında hangi takım üyesinin hangi işle uğraştığının açıkça bilinmesi, çıkan problemlerin bildirilme kolaylığı vs. çevik proje yönetiminin artılarını ortaya koymaktadır. Böylece, daha karmaşık yapıdaki ürünler geliştirilebilmektedir. Ayrıca, proje sonuçlarının tüm paydaşlar ile birlikte değerlendirilmesi, görüşlerin paylaşılması, proje takımının neyi daha iyi yapabilirdik ile ilgili süreç iyileştirme adına yapılan toplantıları da kapsayan çevik proje yönetimi proje çıktılarına ilaveten organizasyonel anlamda da katkı sağlamaktadır.

Şunu unutmamak ve akılda tutmak gerekiyor, her şirket her projede çevik proje yönetimini kullanmak zorunda değildir. Bazı projelerde waterfall yöntem daha etkili olabilir ancak çevik yönetimin sağladığı yararlar baya fazladır. Ancak çevik proje yönetimi kavramını sadece proje takımları için uygulamak yeterli olmayacaktır, projenin paydaşı olabilecek herkesi kapsamalı yani özetle organizasyonun tamamının bu perspektife getirilebilmesi amaç olmalıdır, ama bu süreç oldukça zordur. Üst yönetimden en alt unvana kadar herkesin bu çerçeveyi benimsemesi ve buna uygun zeminler hazırlaması, proje takımlarının desteklenmesi başarılı projelerin ortaya çıkması için yapılması gereken adımlardır. Çevikleşelim kavramıyla yola çıkıp nice başarılı projeler yönetmeniz dileğiyle…

All4 Agile

Beyond Being Fast

Bu konuda yapılmış yorum bulunmamaktadır.
İlk yorumu siz yapmak için aşağıdaki formu doldurun.

Yorum Yaz