Anlıyorum Ama Konuşamıyorum Mesleği: İş Analistliği

Anlıyorum Ama Konuşamıyorum Mesleği: İş Analistliği

İş Analizi konusunda son gelişmeleri takip etmek, farklı yaklaşımları değerlendirmek için çıkılan bu yol bir iş analisti olarak çok heyecan verici. Bilinmezliklerle dolu bir mesleğimiz var ve artık konuşma sırası bizde.

Endüstri mühendisi olarak iş hayatıma bir İş Analisti olarak başladım ve hala da bu işi yapıyorum. İtiraf etmem gerekir; İş Analisti olmak hiçbir şekilde hayal ettiğim bir şey değildi.  Üretim mühendisi olmak, özellikle savunma sanayisinde çalışmak isterken, global koşullar sebebiyle kendimi hiç bir fikrimin olmadığı “İş Analisti” pozisyonlarına başvururken buldum. Mülakatların çoğunda idare edebildim fakat bu alanda oldukça önemli bir yere sahip bir firmanın mülakatında yöneticilerden biri dayanamadı ve “Sen bizim bu odada ne yaptığımızı biliyor musun?” diye sordu. Derin bir nefes alarak “Hayır” dedikten sonra nihayet her şey açığa kavuştu. Onlar ne yaptıklarını anlattılar, denemek istediğimi söyledim ve orada o ekiple yepyeni bir hayata ilk adımımı attım.

Ben anlamasına anlamıştım ama yıllardır hala aileme ya da arkadaşlarıma ne yaptığımı tam olarak anlatabildiğimi söyleyemem. Finans ve bankacılık sektöründe çalıştığım için karşımdakinin yaş aralığına göre ya “Bankaların kullandığı bilgisayar sistemlerini yaptığımızı” ya da kısaca “bankacı” olduğumu söylüyorum.

Bu anlam karmaşasının en büyük sebebi İş analizi ya da İş analisti kavramlarının oldukça soyut kavramlar olması. Bir iş var ortada, evet, fakat analiz yapmak ne demek?  Nasıl analiz yapılıyor? İşte bu kısım oldukça muğlak. Özellikle de teknolojiyi sadece bilgisayar, telefon ya da televizyon aracılığı ile düşünen kişiler tarafından. Sektörde bile her kurumun bu kavramları kendi organizasyonuna göre yorumluyor olması konuyu iyice içinden çıkılmaz bir hale sokuyor.

Yaklaşık 7 senedir bu işi yapan biri olarak yazılım sektöründe çalışan İş Analistleri için benim tanımım şu şekilde: İş Analisti, bir işi yapan ekiple, o ekibin kullandığı yazılımı hazırlayan teknik ekip arasındaki – gerçek anlamda – boşluğu dolduran kişi. Bu boşluğun eni-boyu, genişliği, köşeleri, vs her kuruma göre değişebilir. Ama o boşluk mutlaka vardır ve doldurulmadığı müddetçe bir şeyler mutlaka eksik, fazla ya da yanlıştır.

Bu boşluğun oluşmasının sebebi her iki ekibin de kendi uzmanlıkları içerisinde kendi düşünce dinamiklerini kurması ve bu sebeple birbirleri ile verimli iletişim kuramamalarıdır. En basit haliyle bir taraf için “müşteri” şubeye gelip bir takım işlemler yapan, istekleri olan kanlı canlı bir varlık iken, diğer tarafta yalnızca bir numaradan ibarettir. Yahut bir taraf için “özel (sorunlu) müşteriler için dekont üretebilmek” çok sıradan bir talep iken, teknik taraf için hiç var olmayan bir raporu irrasyonel kurallara bağlı olarak en baştan kodlamak anlamına gelir.

Her iki grubun ihtiyaçlarını anlayabilen, bir tarafın ihtiyacını diğerinin gözüyle sorgulayabilen, limitleri bilen bir aracıya duyulan ihtiyaç verimlilik açısından kaçınılmazdır. Türkiye piyasasına bakıldığında bu ihtiyacın en çok farkında olan sektörler, teknik anlamdaki karmaşıklığı, sistemlerin büyüklüğü  ve denetleyici kurumlar sebebiyle finans ve telekomünikasyon sektörü.  Şahsi görüşüm, kurumsallaşmanın önemine varan, merkezi bilişim sistemlerine yatırım yapan tüm firmaların, yavaş da olsa, iş analizi ihtiyacının farkına varmaya başladıkları yönünde.  

Yani aslında bu sektörü çok güzel günler bekliyor. Bu güzel geleceğin parçası olmak için kendimizi sürekli geliştirmemiz, teknolojiyi takip etmemiz ve zihnimizin sınırlarını zorlamamız şart. Bu süreçte bir faydam olursa ne mutlu bana (:


Sevgilerimle,

Yazar : Şule Namırtı

The Basolutions

Thebasolutions IIBA Global E.E.P

Bu konuda yapılmış yorum bulunmamaktadır.
İlk yorumu siz yapmak için aşağıdaki formu doldurun.

Yorum Yaz